Belleğin Alfabesi

1 Ekim 2019 – 1 Eylül 2021
Heydar Aliyev Center, Bakü

Marlborough Gallery

Küratör Emin Mammadov

Dilek Ağacı
2019
Karışık Medya
500 x 250 x 250 cm

Recm
2012
Enstalasyon

Haydar Aliyev’e Vefa
2019
Karışık Medya
240 x 240 x 30 cm
Detay görüntüsü

Ölümsüzlük Odası
2018
Enstalasyon

Yüzleşme
2012
Karışık Medya
280 x 800 x 30 cm

Belleğin Alfabesi bellek ve ölümsüzlük kavramlarına dilin aynasından bakar. İçine doğduğumuz kültürün gelenekleri, dünyayı kavramlara bölme ve bu kavramları ayrıntılı fikirler olarak düzenleme şeklimizi etkilediğinden, kültürümüzün, sahip olduğu dilsel özellikler aracılığıyla düşüncelerimizi nasıl etkilediğini araştırır.

Yüzleşme uzaktan bakıldığında deşifre edilmesi ya da çözülmesi gerektiği duygusunu veren anıtsal boyutta bir bulmacadır. Halepçe’de yok olan binlerce insanın anısı, sanatçıyı bu kapsamlı eseri yaratmaya itmiştir. Sanatçı şiddetin karmaşık tarihini zaman dizinsel olarak vermek yerine paralel dikey çizgiler kurgular. Enstalasyonu oluşturan panellerin her birinde tek tanrılı dinlerin sembollerini tasvir eder. Bu sütunlara kontak baskılardan daha büyük olmayan fotoğraflar yerleştirir. Fotoğraflar bireysel yaşamlara ve güçlü olanın yazdığı büyük anlatılarda kendisine nadiren yer bulanlara tanıklık eder.

Birbirine dolanmış ve üst üste yığılmış bisikletlerden oluşan Dilek Ağacı uzaktan bakıldığında dönüyormuş hissi veren, sarmala benzer bir metal kütle. Kırmızı rengiyle, bir kâsenin içinde alevleri yukarıya doğru titreşerek yanan bir ateş gibi parlıyor. Bu heykelsi formun nesnel bir şekilde öne çıkarılması sanatçının çalışmalarının yeni bir yönü gibi görünüyor. Eser pek çok kültürde Noel ağacı veya mayıs direği olarak değiştirilmiş bir biçimde bulunan, dilek ağacı adı verilen bir ağaçla ilgilidir. İnsanların umutlarını ve beklentilerini emanet etme ritüelinin konusu olan bu ağaca Anadolu’da nahıl adı veriliyor.

Ölümsüzlük Odası’nın etrafında sayısız kafatası ile örülmüş, gökkuşağının farklı renklerinde yatay ve dikey olarak düzenlenmiş duvarlar yer alıyor. Küçük kafatasları ile yapılmış olan büyük gümüş kafatası, merkezi konumuyla enstalasyonun konusunu açıkça işaret ediyor. Gerçek sonsuz yaşam olarak ölüm: çift boynuzlu Zülkarneyn’in ölümsüzlük arayışı için çıktığı yolculuk. İç duvarlardaki tüm boynuzlar yılan gibi kıvrılıyor. Ortadaki büyük kafatasının içinden çıkan boynuz bile yılan formunda. Bu düşsel devinim, kafataslarının rigor mortis’inin (ölüm soğukluğuna) aksine, yaşamı vurguluyor.

Azeri şair Nesimi’ye adanan Recm içinde siyah harflerin yer aldığı bir kafesten oluşuyor. Harfler kafeste rastgele atılmış gibi dağınık bir şekilde duruyor, harflerin bir kısmı kafesten dışarıya sızıyor. Benzer şekilde, kafesin etrafında dağınık halde harfler bulunuyor. Bunlardan birkaçı siyahtan farklı renklerde. Recm Arapça bir kelime, anlamı ise taşlama. Suçluların taşlanarak öldürüldüğü bir ceza olan Recm, uluslararası hukukta yasaklanmış bir eylem. Enstalasyonun vurguladığı bir dil yok edilirken sadece etnik ve dilsel köklerin değil, toplumsal bilincinde yok edildiği.

 DAAX Corporation sponsorluğunda gerçekleşen sergi, kültürel mirasın –taşlanarak– yok edilmemesi için ahlaki bir çağrıyı temsil ediyor.

Dilek Ağacı, Naz Güler

Recm, Mehmet Mahsum Elmas

Haydar Aliyev’e Vefa, Naz Güler

Ölümsüzlük Odası, Ferhat Elik ve Naz Güler

Yüzleşme, Hüseyin Atiş